Tr28 Tirebolu Çayı

Ülkemizde Çay dendiğinde ilk akla gelen genelde Rize’dir. Ancak iyi çay içiciler ve Karadeniz’in iklim ile coğrafi koşulunu bilenler sayesinde bu ön yargı son zamanlarda değişmeye başlamış durumda. Giresun’un Tirebolu bölgesindeki çayların kalitesi de bu dönemde ortaya çıkmış durumda.  

Tirebolu çayını diğer çaylardan ayıran en büyük fark, Tirebolu’da sınırlı bir üretim alanında üretilen çayın halen geleneksel “2 buçuk yaprak” yöntemiyle toplanıyor olması. 2 buçuk yaparak denmesinin nedenine gelince de; çay toplanırken,  çay filizinin ucundaki en taze 2 yaprak ve ucunda açmak üzere olan yarım yaprak koparılarak toplanmasıdır. Bu çayın içimi de aroması da Tirebolu çayını bu nedenle eşsiz yapıyor.  

Tirebolu’daki iklim yapısı, yıllık güneşlenme ve yağmur oranının dengeli olması  sayesinde, çayın yıkanmışlık oranını azaltıyor. Ayrıca sahilden yükseklerde yetiştirilen çayın, otoyola ve yaşam merkezine yakın olmaması ve buralardaki kötü etkilere maruz kalmaması sebebiyle daha temiz ve organik kalabiliyor. Bir diğer özellik ise, Tirebolu’da çayların yetiştiği bu topraklarda bakır oranının Rize’deki topraklarda bulunan bakır oranın neredeyse 10 katından daha düşük olması. Bu da hem sağlık açısından hem de lezzet açısından önemli bir unsur. Bütün bu özellikler bir araya gelince de TR28 Tirebolu çayının eşi bulunmaz özel içimli bir çay olmasını sağlıyor.

Herkesin çay demleyişi farklı olsa da, çayın lezzeti konusunda önemli bir iki detaya dikkat etmek gerekiyor. Bunlarda ilki, TR28 Tirebolu çayınızı demlerken çeşme suyu kullanmak yerine içme suyu kullanıldığında çay daha lezzetli oluyor. Üst demliğiniz çelikse önce kaynayan suyu, ardından çayı koymak gerekiyor. Aksi takdirde çay yanıyor ve bu da lezzetini bozuyor. Cam, porselen ya da bakır çaydanlık çayınızın daha lezzetli olmasını sağlayabilir. Önce çayı koyduğunuzda, suyu sabit bir noktadan dökün ve hiç kaşıkla karıştırmadan öylece bırakın. Çay kendi kendine çökene kadar demleyin, müdahale etmeyin.

 Sonra da GELSİN ÇAYLAR ŞENLENSİN MUHABBETELER